22 Ağustos 2010 Pazar

Merhaba...

Öncelikle, Sevgi'ye özenerek açtığım blogumun ilk yazısında, birazda acemiliğimin vermiş olduğu heyecanla, "Gizemli Deyiş 1" yazısında yayınlanan şiirin, Hakan Senbir'e ait olduğunu söylemek isterim..ve tekrar

...Merhaba...
Bilemiyorum ne kadar doğru ne kadar yanlış, belki çok göreceli, belki de çok duygusal, ama yadsıyamayacağım bir gerçektir, benim günlerimde ki İstanbul'a "Kentlerin Kraliçesi - Hakan Senbir"in etkisi...

Bu yıl içerisinde okuduğum bir çok kitaptan biriydi "Kentlerin Kraliçesi", ama okuduğum birçoklarındanda bir okadar fazlaydı etkisi bana ve halen daha külleri soğumamış durmakta dolabımda ve onun, içimde yarattığı açlığı doyurmak için, bir İstanbul ekiketi arar oldum elime aldığım her bir yeni kitapta.

Neden bukadar etkileyiciydi ? Bir klasik olacak kadar edebi miydi bu kitap ? bilemem..ne bir edebiyatçıyım, ne bir kitap eleştirmeni,  ne de entellektüel birikimiyle buna gayret edecek bir okurum. Ama benimde kendimce bir açıklamam var kendime.

Hakan Senbir, yıllardır süregelen İstanbul - Konstantinopolis geçmişine bambaşka bir gözle bakmış bu kitapta. Bir halkın kaybettiği vatana, bir halka yurt olan toprağa, farklı zaman dilimlerinde ortak mekanlarda yaşanan, birazda mistik bir ilişkiler kurgusuyla yaklaşarak, İstanbul'a bambaşka bakmamızı sağlayacak bir kitap yazmış. Benliğimize işlenen soyut, somut kimlikler ne olursa olsun; nezaman, ne şekilde, ne konumda yaşarsak yaşayalım, yaşadığımız mekanın daimiliğinde, kimlik kavgalarının anlamsızlığını sorgulatıyor Hakan Senbir.

"Gizemli Deyiş 1"yazısında Hakan Senbir'in bu kitabından alıntı olarak verdiğim şiir bütün bunları daha güzel anlatıyor olsa gerek. "Nerede olduğun, Ne yaptığın, hatta kim olduğun bile beni zerre kadar ilgilendirmiyor, Sen benim şiirlerime girmek zorunda olan kadınsın, Sen bana şiirlerimde lazımsın" diyor ve aynı topraklar üzerinde başka dilde, dinde veya herhangi bir kimlikte varolma mücadelesi veren iki insanın herşeye rağmen yaşanan büyük tutkusunu anlatıyor.


Bu kitabı okurken kendimi bir mekan zaman ikileminde gezinir buldum ve İstanbul'da, onun tarihiyle  yoğrularak yaşamanın nasıl birşey olduğunu anladım. Ve kendimi kitap raflarında, daha fazla bundan daha fazla bundan derken buldum...İşte bu noktada bu kitap benim için, bende daha fazla merak uyandırdığı için ve aylar sonra halen daha hafızamda silinmeyen izler bıraktığı için bir klasik sınıflandırmasına girdi. Sizede başka bir İstanbul, başka bir aşk yaşatacak bu kitabı okumanızı içtenlikle tavsiye ediyorum...

1 yorum:

  1. Blog yazmaya bir biz meraklı değilmişiz Eren Hanım;)

    http://www.hakansenbir.com/2009/03/ilk-kitabm-ilk-goz-agrm-kentlerin.html

    YanıtlaSil